İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tutuklamaya sevk yazısında, 2021’de Bakırköy Adliyesi’nde görülen bir dosyada, tutuklu sanıkların tahliyesi ve adli kontrolün kaldırılması için 150 bin dolar rüşvet verildiği, paranın yarısının Epözdemir’e ulaştırıldığı iddiası yer aldı.

Deliller arasında:
    HTS ve baz kayıtları (paranın teslimi      iddia edilen tarihlerde ortak konum tespiti),
    2,49 milyon TL bedelli bonolar,
    WhatsApp yazışmaları,
    Cengiz Çallı ile tatil ve yemek faturaları, Araç tahsisi ve Kürşat Yılmaz ile mesaj kayıtları bulunuyor.


Epözdemir, ifadesinde tüm suçlamaları reddetti:
    FETÖ/PDY bağlantısını “kesinlikle yok” diyerek inkâr etti, geçmişte örgüte karşı davalarda yer aldığını söyledi.
    Rüşvet iddiasının husumet kaynaklı olduğunu, tanık Atalay Demirbaş’ın güvenilmez biri olduğunu iddia etti.
    Bonoların “borç teminatı” olduğunu, tatil ve araç konularının masum gerekçelere dayandığını öne sürdü.
    HTS kayıtlarındaki temasların uzun dönemde normalin altında olduğunu belirtti.


Savcılık, kuvvetli suç şüphesi, delil durumu ve tanıklar üzerinde baskı ihtimalini gerekçe göstererek tutuklama istedi.
Nöbetçi sulh ceza hâkimliği, TCK 252/2-5 uyarınca “rüşvete aracılık” ve “rüşvet alma” suçlarından tutuklama kararı verdi.

Fenomen Avukat Epözdemir, dün gece saatlerinde tutuklanarak cezaevine gönderilirken;

Tutuklama sevk yazısındaki “Şüphelinin yargı camiası içerisindeki başka şahıslar ile benzer irtibat ve eylemlerinin tespiti hususunda kapsamlı soruşturmalar devam etmektedir.” Vurgusu dikkatlerden kaçmazken bu davanın kimlere, nerelere, hangi dosyalara uzanabileceği sorusu son derece merak edilen bir konu halini aldı.